Sena
New member
Kredi Kartı Borcundaki Eksi İşareti ve Hayatın Bize Attığı Küçük Eksiler
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle biraz iç dökmek, biraz da yaşadığım ilginç bir olayı paylaşmak istiyorum. Hani bazen bir rakamın ardında koca bir hikâye saklı olur ya… işte benim “eksi” işaretiyle tanışmam da öyle bir şeydi. Kredi kartı borcunda küçücük bir “–” gördüm bir gün; ama o işaretin bana kattığı farkındalık, bütün bir ayın stresini, ilişkileri, hatta hayatıma bakışımı değiştirdi.
Bir Sabah, Bir Bildirim ve Bir Eksi İşareti
Sabah kahvemi hazırlayıp işe gitmeden önce telefonuma baktım: “Kredi kartı ekstresi hazır.”
Klasik... Bir yandan içim sıkılır, bir yandan da “bu sefer fazla harcamamışımdır” diye kendimi avuturdum. Ama bu kez gözümün takıldığı şey, rakamlardan çok önündeki o küçük simgeydi: –350,00 TL
O an duraksadım. “Eksi mi? Ne demek bu? Benim borcum mu azaldı, yoksa arttı mı?” diye düşündüm. Kafamda bin türlü senaryo döndü.
İşte tam o sırada yanımdaki kişi — yıllardır dostum olan Serkan — kahkahasını bastı:
> “Oğlum sen hâlâ eksiyle artının farkını mı karıştırıyorsun? Bu, senin bankaya borcun olmadığı, hatta fazla ödeme yaptığın anlamına geliyor!”
Serkan tipik bir çözüm odaklı adamdı. Matematikle konuşur, duygulara yer bırakmazdı. Onun için her şey ya artıdır ya eksidir. Arada his, sezgi, tereddüt olmaz.
Ama hikâyemiz burada bitmedi… çünkü ben o an, bu küçük eksi işaretinde kendi hayatımın hikâyesini görmeye başladım.
Eksi Sadece Bir Rakam Değil, Bir Duyguymuş
O gün iş yerinde öğle arasında kart hesabımı kontrol ederken, yan masadaki Elif dikkatimi çekti. Gözleri ekrana dalmış, yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
Merak edip sordum:
> “Sen hiç kredi kartında eksi bakiye gördün mü?”
Elif gülümsedi, “Evet,” dedi. “Ama ben onu bir borç değil, denge gibi görüyorum.”
Şaşırdım.
> “Nasıl yani? Sonuçta para bu, duyguyla ne alakası var?”
Elif derin bir nefes aldı.
> “Bak,” dedi, “hayatta da bazen fazlaya kaçıyoruz, bazen eksiye düşüyoruz. Ama önemli olan o dengeyi bulmak. Eksi bakiye, aslında sana ‘şu an fazla verdin’ diyor. Belki banka açısından küçük bir fark, ama hayatta da bazen fazladan veriyoruz, farkında olmadan.”
O an sustum. Çünkü o küçücük ‘eksi’ işaretinin altında bir hayat dersi yatıyordu: bazen ekside olmak kötü değildir; bazen o eksi, bir denge, bir fazlalığın telafisidir.
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Sezgisi
O akşam bir grup arkadaşla oturduk. Konu dönüp dolaşıp bankalara, borçlara geldi.
Serkan yine klasik tavrında, herkesin hesabına akıl veriyordu:
> “Bak kardeşim, faiz şöyle işler, limitini şöyle ayarlarsan ekside kalmazsın…”
Elif sabırla dinledi, sonra yumuşak bir sesle lafa girdi:
> “Ama bazen mesele ekside kalmamak değil, neden o eksiye düştüğünü anlamak. Kimi zaman birine fazla güveniyoruz, kimi zaman kendimize fazla yükleniyoruz. O eksi, bize aynayı tutuyor.”
Masanın etrafında kısa bir sessizlik oldu. Serkan bile bir an durdu.
Belki de haklıydı. Erkekler genelde sonuçla ilgilenir; çözümü bulmak ister.
Kadınlarsa süreçle ilgilenir; hislerin nereden geldiğini anlamaya çalışır.
Ve belki de bu yüzden, bir “eksi” işareti bile iki cinsiyetin hayata bakışını anlatabiliyordu.
Eksiye Düşmekten Korkmamak
Bir hafta sonra maaşım yattı, hesap tekrar pozitife geçti. Ama o küçük eksi işareti aklımdan çıkmadı.
Çünkü fark ettim ki; biz insanlar sadece banka hesaplarımızda değil, duygularımızda da sık sık eksilere düşüyoruz.
Kırıldığımızda, hayal kırıklığı yaşadığımızda, biri bizi anlamadığında... Hep bir “eksi” beliriyor içimizde.
Ama tıpkı kredi kartı hesabındaki gibi, bazen fazla vermişizdir.
Fazla sevmiş, fazla güvenmiş, fazla düşünmüşüzdür.
O yüzden eksideyizdir. Ve bu, yanlış değil.
Eksi, bazen fazla vermenin onurudur.
Serkan ve Elif’in Dersleri
Bir akşam kahve içerken Serkan dedi ki:
> “Elif’in söylediklerini düşündüm. Haklıymış. Ben hep ‘nasıl çözerim’ diye bakmışım, ama ‘neden yaşıyorum’ kısmını atlamışım.”
Elif gülümsedi, “Evet,” dedi, “bazen çözüm, o eksiyi sevmekten geçiyor.”
O anda anladım: Eksi işareti bir kayıp değil, bir duraklamaydı. Hayat bize diyor ki;
“Biraz fazla verdin, şimdi dur, soluklan. Eksiyi hisset ki dengeyi bulasın.”
Forumdaşlara Bir Söz
Bu hikâyeyi yazmamın nedeni, sadece bir bankacılık terimini açıklamak değil.
Belki de hepimiz o küçük eksi işaretiyle bir şekilde tanıştık hayatımızda.
Kimimiz kalbinde, kimimiz hesabında.
Ama önemli olan, o eksiyi görünce paniklemek değil.
Çünkü bazen eksi, yeniden artıya geçmenin ilk adımıdır.
O yüzden, eğer siz de şu anda bir eksinin içindeyseniz — ister finansal, ister duygusal — bilin ki bu, son değil.
Belki de fazla verdiğiniz bir dönemin sessiz teşekkürüdür.
Son Söz ve Bir Soru
Benim hikâyem küçük bir “–350” ile başladı ama bana büyük bir artı kattı.
Peki siz hiç bir “eksi”yle karşılaşıp onun aslında bir armağan olduğunu fark ettiniz mi?
Forumdaşlar, merak ediyorum…
Sizce hayatta hangi eksiler, bizi gerçekten artıya çeviriyor?
Yorumlarınızı bekliyorum — çünkü bazen, bir başkasının eksi hikâyesi, bizim artı sebebimiz oluyor.
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle biraz iç dökmek, biraz da yaşadığım ilginç bir olayı paylaşmak istiyorum. Hani bazen bir rakamın ardında koca bir hikâye saklı olur ya… işte benim “eksi” işaretiyle tanışmam da öyle bir şeydi. Kredi kartı borcunda küçücük bir “–” gördüm bir gün; ama o işaretin bana kattığı farkındalık, bütün bir ayın stresini, ilişkileri, hatta hayatıma bakışımı değiştirdi.
Bir Sabah, Bir Bildirim ve Bir Eksi İşareti
Sabah kahvemi hazırlayıp işe gitmeden önce telefonuma baktım: “Kredi kartı ekstresi hazır.”
Klasik... Bir yandan içim sıkılır, bir yandan da “bu sefer fazla harcamamışımdır” diye kendimi avuturdum. Ama bu kez gözümün takıldığı şey, rakamlardan çok önündeki o küçük simgeydi: –350,00 TL
O an duraksadım. “Eksi mi? Ne demek bu? Benim borcum mu azaldı, yoksa arttı mı?” diye düşündüm. Kafamda bin türlü senaryo döndü.
İşte tam o sırada yanımdaki kişi — yıllardır dostum olan Serkan — kahkahasını bastı:
> “Oğlum sen hâlâ eksiyle artının farkını mı karıştırıyorsun? Bu, senin bankaya borcun olmadığı, hatta fazla ödeme yaptığın anlamına geliyor!”
Serkan tipik bir çözüm odaklı adamdı. Matematikle konuşur, duygulara yer bırakmazdı. Onun için her şey ya artıdır ya eksidir. Arada his, sezgi, tereddüt olmaz.
Ama hikâyemiz burada bitmedi… çünkü ben o an, bu küçük eksi işaretinde kendi hayatımın hikâyesini görmeye başladım.
Eksi Sadece Bir Rakam Değil, Bir Duyguymuş
O gün iş yerinde öğle arasında kart hesabımı kontrol ederken, yan masadaki Elif dikkatimi çekti. Gözleri ekrana dalmış, yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
Merak edip sordum:
> “Sen hiç kredi kartında eksi bakiye gördün mü?”
Elif gülümsedi, “Evet,” dedi. “Ama ben onu bir borç değil, denge gibi görüyorum.”
Şaşırdım.
> “Nasıl yani? Sonuçta para bu, duyguyla ne alakası var?”
Elif derin bir nefes aldı.
> “Bak,” dedi, “hayatta da bazen fazlaya kaçıyoruz, bazen eksiye düşüyoruz. Ama önemli olan o dengeyi bulmak. Eksi bakiye, aslında sana ‘şu an fazla verdin’ diyor. Belki banka açısından küçük bir fark, ama hayatta da bazen fazladan veriyoruz, farkında olmadan.”
O an sustum. Çünkü o küçücük ‘eksi’ işaretinin altında bir hayat dersi yatıyordu: bazen ekside olmak kötü değildir; bazen o eksi, bir denge, bir fazlalığın telafisidir.
Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Sezgisi
O akşam bir grup arkadaşla oturduk. Konu dönüp dolaşıp bankalara, borçlara geldi.
Serkan yine klasik tavrında, herkesin hesabına akıl veriyordu:
> “Bak kardeşim, faiz şöyle işler, limitini şöyle ayarlarsan ekside kalmazsın…”
Elif sabırla dinledi, sonra yumuşak bir sesle lafa girdi:
> “Ama bazen mesele ekside kalmamak değil, neden o eksiye düştüğünü anlamak. Kimi zaman birine fazla güveniyoruz, kimi zaman kendimize fazla yükleniyoruz. O eksi, bize aynayı tutuyor.”
Masanın etrafında kısa bir sessizlik oldu. Serkan bile bir an durdu.
Belki de haklıydı. Erkekler genelde sonuçla ilgilenir; çözümü bulmak ister.
Kadınlarsa süreçle ilgilenir; hislerin nereden geldiğini anlamaya çalışır.
Ve belki de bu yüzden, bir “eksi” işareti bile iki cinsiyetin hayata bakışını anlatabiliyordu.
Eksiye Düşmekten Korkmamak
Bir hafta sonra maaşım yattı, hesap tekrar pozitife geçti. Ama o küçük eksi işareti aklımdan çıkmadı.
Çünkü fark ettim ki; biz insanlar sadece banka hesaplarımızda değil, duygularımızda da sık sık eksilere düşüyoruz.
Kırıldığımızda, hayal kırıklığı yaşadığımızda, biri bizi anlamadığında... Hep bir “eksi” beliriyor içimizde.
Ama tıpkı kredi kartı hesabındaki gibi, bazen fazla vermişizdir.
Fazla sevmiş, fazla güvenmiş, fazla düşünmüşüzdür.
O yüzden eksideyizdir. Ve bu, yanlış değil.
Eksi, bazen fazla vermenin onurudur.
Serkan ve Elif’in Dersleri
Bir akşam kahve içerken Serkan dedi ki:
> “Elif’in söylediklerini düşündüm. Haklıymış. Ben hep ‘nasıl çözerim’ diye bakmışım, ama ‘neden yaşıyorum’ kısmını atlamışım.”
Elif gülümsedi, “Evet,” dedi, “bazen çözüm, o eksiyi sevmekten geçiyor.”
O anda anladım: Eksi işareti bir kayıp değil, bir duraklamaydı. Hayat bize diyor ki;
“Biraz fazla verdin, şimdi dur, soluklan. Eksiyi hisset ki dengeyi bulasın.”
Forumdaşlara Bir Söz
Bu hikâyeyi yazmamın nedeni, sadece bir bankacılık terimini açıklamak değil.
Belki de hepimiz o küçük eksi işaretiyle bir şekilde tanıştık hayatımızda.
Kimimiz kalbinde, kimimiz hesabında.
Ama önemli olan, o eksiyi görünce paniklemek değil.
Çünkü bazen eksi, yeniden artıya geçmenin ilk adımıdır.
O yüzden, eğer siz de şu anda bir eksinin içindeyseniz — ister finansal, ister duygusal — bilin ki bu, son değil.
Belki de fazla verdiğiniz bir dönemin sessiz teşekkürüdür.
Son Söz ve Bir Soru
Benim hikâyem küçük bir “–350” ile başladı ama bana büyük bir artı kattı.
Peki siz hiç bir “eksi”yle karşılaşıp onun aslında bir armağan olduğunu fark ettiniz mi?
Forumdaşlar, merak ediyorum…
Sizce hayatta hangi eksiler, bizi gerçekten artıya çeviriyor?
Yorumlarınızı bekliyorum — çünkü bazen, bir başkasının eksi hikâyesi, bizim artı sebebimiz oluyor.