Bengu
New member
Eğik Çizgi İşareti Nedir? — İki Dünya Arasında Bir Çizgi
Selam forum ailesi
Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum.
Ama bu hikâye bir nokta, bir virgül, ya da bir ünlemle başlamıyor.
Bir eğik çizgiyle başlıyor. “/”
Basit gibi görünen bu işaretin, aslında iki dünya arasında köprü kurduğunu hiç düşündünüz mü?
İşte o eğik çizgi, bazen iki kelimeyi, bazen iki insanı, bazen iki duyguyu ayırır... ama aynı zamanda birbirine bağlar.
Bu hikâyede, bir kelimenin değil, bir hayatın içinde saklanan eğik çizgiyi anlatacağım.
Hazırsanız, hem dilin hem kalbin sınırlarında dolaşalım.
---
Bir Yazı Masası, İki İnsan, Bir Çizgi
Bir zamanlar, küçük bir kasaba okulunda çalışan iki öğretmen vardı: Leyla ve Kemal.
Leyla edebiyat öğretmeniydi; kelimelerin duygusuna inanırdı.
Kemal ise matematikçiydi; düzeni, mantığı, netliği severdi.
Leyla duygularla anlatırdı;
Kemal formüllerle açıklar.
Leyla bir satırda hissederdi,
Kemal aynı satırda hesap yapardı.
Bir gün, okulun Türkçe dersinde eğik çizgi konusunu anlatmak gerekiyordu.
Leyla kara tahtaya büyük bir “/” çizdi.
Ve dedi ki:
> “Bu işaret iki şeyi birbirinden ayırır ama aynı zamanda birleştirir. Birini diğerinden koparmaz, yan yana yürütür.”
Kemal arka sıralardan gülümsedi,
“Yani hem bölüyor, hem bağlıyor diyorsun, öyle mi?” dedi.
Leyla göz kırptı:
> “Aynen öyle, tıpkı seninle benim gibi.”
Sınıf kahkahalarla doldu, ama kimse fark etmedi — orada küçük bir kıvılcım yanmıştı.
---
Kadının Empatisi, Erkeğin Stratejisi
Leyla duygusal, içe dönük, öğrencilerinin gözünden dünyayı okuyan bir kadındı.
Kemal ise planlı, çözüm odaklı, her şeyin mantığını arayan bir adam.
Bir gün okulun bütçe dosyaları karıştı.
Leyla panik içinde “Nasıl düzelteceğiz?” derken,
Kemal sakince masaya oturdu:
> “Leyla, sakin ol. Sorunu adım adım çözeceğiz. Önce hatayı bul, sonra ikiye ayır, sonra birleştir.”
Leyla istemsizce gülümsedi.
“İkiye ayır, sonra birleştir... Senin bütün hayat felsefen bu değil mi zaten?” dedi.
Kemal ne dedi, biliyor musunuz?
> “Evet, çünkü bazen doğruyu bulmak için duygudan, duyguyu yaşamak içinse mantıktan biraz ayrılmak gerekir. Tıpkı eğik çizgi gibi...”
O an Leyla’nın kalbinde bir şeyler eğildi, ama kırılmadı.
Sadece iki dünyayı birleştiren bir çizgi oluştu içinde.
---
Bir Günlük, Bir Cümle, Bir Eğik Çizgi
Aylar geçti.
Kemal başka bir şehre tayin edildi.
Vedalaşırken, Leyla masasına bir not bıraktı:
> “Eğik çizgi / aramızdaki mesafe değil, bizi aynı satırda tutan sessizliktir.”
Kemal o notu yıllarca sakladı.
Her formülün kenarına küçük bir eğik çizgi çizdiğinde, Leyla’yı hatırladı.
O işaret artık sadece dilbilgisel bir sembol değil, bir duygunun simgesiydi.
---
Eğik Çizgi: Ayrılığın Değil, Dengede Kalmanın İşareti
Eğik çizgi...
İki şeyi birbirinden ayırır ama tamamen koparmaz.
Tıpkı erkekle kadının, mantıkla duygunun, stratejiyle empatinin çizgisi gibi.
Erkekler için eğik çizgi, “yol haritası” gibidir.
Bir durumu ikiye böler, çözüm arar, netlik ister.
Kadınlar içinse eğik çizgi, “bağ kurma” aracıdır.
Bir duyguyu ikiye ayırmaz, onu anlamaya çalışır.
Kemal, eğik çizgiyi düzeneğin bir parçası olarak görürken,
Leyla, o çizgide bir hikâye buluyordu.
Belki bu yüzden, aşk da böyleydi:
Bir taraf akıl, bir taraf kalp…
İkisinin arasında ince bir çizgi — bir eğik çizgi — vardı.
---
Yıllar Sonra: Bir Mektup ve Tek Bir Sembol
Aradan on yıl geçti.
Leyla artık başka bir okulda, başka bir şehirdeydi.
Bir gün posta kutusuna bir zarf geldi.
Üzerinde sadece şu yazıyordu:
> “Kemal’den /”
Mektubu açtı. İçinde tek bir satır vardı:
> “Yıllar geçti, ama seninle ben hâlâ aynı satırın iki yanındayız.”
Leyla o gün kalemini eline aldı, defterine yazdı:
> “Hayat, bir kelimenin içinde eğik bir çizgi kadar yakın ve uzak olmaktır.”
---
Eğik Çizgi İşareti Nedir, Gerçekten?
TDK der ki:
“Eğik çizgi ( / ): Birbirine yakın anlamlı kelimeleri, seçenekleri ya da tarihleri ayırmak için kullanılır.”
Ama hayat öyle mi gerçekten?
Bazen eğik çizgi, iki seçeneği değil, iki insanı ayırır.
Bazen iki cümlenin arasına konmaz, iki kalbin arasına konur.
Ama her defasında bir şeyleri bağlı tutar.
Bir duygunun, bir hatıranın, bir kelimenin iki ucunu...
Eğik çizgi sadece bir işaret değildir.
Bir hatırlatmadır:
“Birlikteyiz ama ayrı, ayrı ama birlikte.”
---
Forumdaşlar, Sizin Eğik Çizginiz Nerede?
Belki siz de birinin hayatında bir “/” oldunuz.
Bir kelimenin, bir duygunun, bir geçmişin tam ortasında durdunuz.
Ne tamamen girdiniz, ne tamamen çıktınız.
Belki de hâlâ o çizginin iki ucundasınız...
Peki sizce, eğik çizgi ayırır mı, yoksa bağlar mı?
Bir kelimenin arasına konduğunda anlamı değiştirir mi, yoksa tamamlar mı?
Haydi forumdaşlar, anlatın bana.
Sizin hayatınızdaki eğik çizgi kim, ya da ne?
Belki bu başlıkta, o çizginin iki tarafında durmaktan vazgeçeriz...
Ve belki de sonunda anlarız:
Bizi ayıran her çizgi, aslında birleştirmeyi unuttuğumuz bir hikâyedir.
Selam forum ailesi

Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum.
Ama bu hikâye bir nokta, bir virgül, ya da bir ünlemle başlamıyor.
Bir eğik çizgiyle başlıyor. “/”
Basit gibi görünen bu işaretin, aslında iki dünya arasında köprü kurduğunu hiç düşündünüz mü?
İşte o eğik çizgi, bazen iki kelimeyi, bazen iki insanı, bazen iki duyguyu ayırır... ama aynı zamanda birbirine bağlar.
Bu hikâyede, bir kelimenin değil, bir hayatın içinde saklanan eğik çizgiyi anlatacağım.
Hazırsanız, hem dilin hem kalbin sınırlarında dolaşalım.
---
Bir Yazı Masası, İki İnsan, Bir Çizgi
Bir zamanlar, küçük bir kasaba okulunda çalışan iki öğretmen vardı: Leyla ve Kemal.
Leyla edebiyat öğretmeniydi; kelimelerin duygusuna inanırdı.
Kemal ise matematikçiydi; düzeni, mantığı, netliği severdi.
Leyla duygularla anlatırdı;
Kemal formüllerle açıklar.
Leyla bir satırda hissederdi,
Kemal aynı satırda hesap yapardı.
Bir gün, okulun Türkçe dersinde eğik çizgi konusunu anlatmak gerekiyordu.
Leyla kara tahtaya büyük bir “/” çizdi.
Ve dedi ki:
> “Bu işaret iki şeyi birbirinden ayırır ama aynı zamanda birleştirir. Birini diğerinden koparmaz, yan yana yürütür.”
Kemal arka sıralardan gülümsedi,
“Yani hem bölüyor, hem bağlıyor diyorsun, öyle mi?” dedi.
Leyla göz kırptı:
> “Aynen öyle, tıpkı seninle benim gibi.”
Sınıf kahkahalarla doldu, ama kimse fark etmedi — orada küçük bir kıvılcım yanmıştı.
---
Kadının Empatisi, Erkeğin Stratejisi
Leyla duygusal, içe dönük, öğrencilerinin gözünden dünyayı okuyan bir kadındı.
Kemal ise planlı, çözüm odaklı, her şeyin mantığını arayan bir adam.
Bir gün okulun bütçe dosyaları karıştı.
Leyla panik içinde “Nasıl düzelteceğiz?” derken,
Kemal sakince masaya oturdu:
> “Leyla, sakin ol. Sorunu adım adım çözeceğiz. Önce hatayı bul, sonra ikiye ayır, sonra birleştir.”
Leyla istemsizce gülümsedi.
“İkiye ayır, sonra birleştir... Senin bütün hayat felsefen bu değil mi zaten?” dedi.
Kemal ne dedi, biliyor musunuz?
> “Evet, çünkü bazen doğruyu bulmak için duygudan, duyguyu yaşamak içinse mantıktan biraz ayrılmak gerekir. Tıpkı eğik çizgi gibi...”
O an Leyla’nın kalbinde bir şeyler eğildi, ama kırılmadı.
Sadece iki dünyayı birleştiren bir çizgi oluştu içinde.
---
Bir Günlük, Bir Cümle, Bir Eğik Çizgi
Aylar geçti.
Kemal başka bir şehre tayin edildi.
Vedalaşırken, Leyla masasına bir not bıraktı:
> “Eğik çizgi / aramızdaki mesafe değil, bizi aynı satırda tutan sessizliktir.”
Kemal o notu yıllarca sakladı.
Her formülün kenarına küçük bir eğik çizgi çizdiğinde, Leyla’yı hatırladı.
O işaret artık sadece dilbilgisel bir sembol değil, bir duygunun simgesiydi.
---
Eğik Çizgi: Ayrılığın Değil, Dengede Kalmanın İşareti
Eğik çizgi...
İki şeyi birbirinden ayırır ama tamamen koparmaz.
Tıpkı erkekle kadının, mantıkla duygunun, stratejiyle empatinin çizgisi gibi.
Erkekler için eğik çizgi, “yol haritası” gibidir.
Bir durumu ikiye böler, çözüm arar, netlik ister.
Kadınlar içinse eğik çizgi, “bağ kurma” aracıdır.
Bir duyguyu ikiye ayırmaz, onu anlamaya çalışır.
Kemal, eğik çizgiyi düzeneğin bir parçası olarak görürken,
Leyla, o çizgide bir hikâye buluyordu.
Belki bu yüzden, aşk da böyleydi:
Bir taraf akıl, bir taraf kalp…
İkisinin arasında ince bir çizgi — bir eğik çizgi — vardı.
---
Yıllar Sonra: Bir Mektup ve Tek Bir Sembol
Aradan on yıl geçti.
Leyla artık başka bir okulda, başka bir şehirdeydi.
Bir gün posta kutusuna bir zarf geldi.
Üzerinde sadece şu yazıyordu:
> “Kemal’den /”
Mektubu açtı. İçinde tek bir satır vardı:
> “Yıllar geçti, ama seninle ben hâlâ aynı satırın iki yanındayız.”
Leyla o gün kalemini eline aldı, defterine yazdı:
> “Hayat, bir kelimenin içinde eğik bir çizgi kadar yakın ve uzak olmaktır.”
---
Eğik Çizgi İşareti Nedir, Gerçekten?
TDK der ki:
“Eğik çizgi ( / ): Birbirine yakın anlamlı kelimeleri, seçenekleri ya da tarihleri ayırmak için kullanılır.”
Ama hayat öyle mi gerçekten?
Bazen eğik çizgi, iki seçeneği değil, iki insanı ayırır.
Bazen iki cümlenin arasına konmaz, iki kalbin arasına konur.
Ama her defasında bir şeyleri bağlı tutar.
Bir duygunun, bir hatıranın, bir kelimenin iki ucunu...
Eğik çizgi sadece bir işaret değildir.
Bir hatırlatmadır:
“Birlikteyiz ama ayrı, ayrı ama birlikte.”
---
Forumdaşlar, Sizin Eğik Çizginiz Nerede?
Belki siz de birinin hayatında bir “/” oldunuz.
Bir kelimenin, bir duygunun, bir geçmişin tam ortasında durdunuz.
Ne tamamen girdiniz, ne tamamen çıktınız.
Belki de hâlâ o çizginin iki ucundasınız...
Peki sizce, eğik çizgi ayırır mı, yoksa bağlar mı?
Bir kelimenin arasına konduğunda anlamı değiştirir mi, yoksa tamamlar mı?
Haydi forumdaşlar, anlatın bana.
Sizin hayatınızdaki eğik çizgi kim, ya da ne?
Belki bu başlıkta, o çizginin iki tarafında durmaktan vazgeçeriz...
Ve belki de sonunda anlarız:
Bizi ayıran her çizgi, aslında birleştirmeyi unuttuğumuz bir hikâyedir.
